Mimar ve işveren ilişkisi, yıllardır konuşulan bir konudur. Mimar ve işveren ilişkisi ikili bir diyalog olduğu düşünülse de aslında mimarlar işverenler ile sürekli muhatap olmak zorundadır.
Bazı durumlarda mimarların işverenler tarafından sıkıştırılması veya mantığa sığmayan imalat istekleri olması gibi durumlar olmasına karşın. Tam tersi olarak tasarımcı meslek saygısı ve yönetmelik kurallarının öne çıkması bir çatışmaya neden olabilir. Yalnız meslekte olup yıllardır olanlar bu sorunları bildikleri gibi çözümlerini de bilirler. Bazen çıkılmaz yollar olur veya iş verenin paranın yaptırımı olur ama orta yol bir şekilde bulunur.
Aslında şuanda benim sözüm mesleğe yeni başlayacaklar ve çıkmazlar ile ilgili birkaç işveren mimar ilişkisini anlatacağım.
Mimarlar okuldan aldıkları eğitimle ve ticari bilgiler olmadan yola çıkarlar. Hatta kimi zaman yönetmelikler bile çok bilgi dahilinde değildir çalışırken bir şekilde şekil alır. Pekiştirilerek ilerleme gösterir. Mimarların bir de okuldan çıkışlarında eksik olan durumda ticari bilgilerdir. Bu da zamanla oturur veya aileden bir ticari ortam varsa meslek ile şekillenerek gider.
MİMAR – İŞVEREN İLİŞKİSİ
- İşveren tarafından nasıl bir proje istenildiği, nasıl bir yol izleneceği, çok dikkatli anlaşılmalı ve notlar çıkarılmalıdır.
- İşveren her zaman dinamik olarak ve sürekli yaptırdığı için bir yeni mezun veya mesleğe yeni başlamış mimardan 1-0 öndedir. Bu unutulmamalı buna göre hazırlıklar yapılıp bilgiler güzel alınmalı.
- İşverenin istekleri ile yönetmelik mutlaka uyum içerisinde olacak şekilde işveren bilgilendirilmeli.
- Alan analizleri iyi bir şekilde yapılmalı işverenin kat yükseklikleri ve çalışmalar hakkında bilgiler verilmeli.
- İşverene projeler sunmadan sağlam eskizler ve sunumlar ile yönlendirmelerinin yapılması gerekli.
- Projenin ana hatları yapılırken sağlam bir sözleşme ile işverene karşı olan tüm sorumluluklar imza altına alarak ilerde çıkacak uyuşmazlıklar ile ilgili bir sözleşme yapılmalı.
Sizlere mesleğe başladığım uzun yıllar önce başımıza gelen bir olayı da paylaşmak istiyorum.
O yıllarda yapmış olduğumuz tasarımlara fiyat alıp vermiyorduk. Aynı zaman da uygulamacı olduğumuz için biz daha çok uygulama kısmına bakarken aynı zamanda işveren memnuniyeti için tasarımlarımızı hazırlar sunar onay alırdık. Aynı şekilde patronun arkadaşı olduğunu idea eden bir kişiye de proje hazırladık sunduk onay aldık. Patrona sözleşme hazırlayalım mı dediğimiz de gerek yok arkadaşımız biz falanca fiyata anlaştık siz başlayın denildi ve başladık. Akabinde hazırlanan taslaklar projelere göre hazırlıklar yapıldı. Bu hazırlıklar sonucunda bir çalışma eskizi ve proje oluşturuldu.
Kolları sıvayıp işe başladık. İş ilerledikçe kısmi ödemeler alırken, iş bitip sona gelindiğinde, yapılan çeliklerin bedelleri kabul edilmedi, iki taraf arasında anlaşmazlık çıktı o zaman yüklü bir para üzerine çizik atılmış oldu. O zaman anladım ki hangi işi yaparsak yapalım işveren ile anlaşmamızı sağlam ve anlaşılır bir şekilde yapmalıyız.
Sizler ne kadar iyi mimar olsanız, harika projeler hazırlasanız da, işveren kurnazlığı diye bir durum vardır. O yüzden kendinizi sağlama almadan işe başlamayın. Hatta fikrinizi dahi söylemeyin. Bu gün insanlar adres söylerken bile bir beden alırken sizin o parlak ve anlaşılır fikirlerinizin mutlaka bir bedeli olmalı.,
https://www.facebook.com/santiye.adam
