Primitif Mimari sanatlar, dünyanın bilinen ilk ilkel sanatlarından biridir. Primitif mimari sanatlar, ilkel toplumlarda yapılan mimari ve sanatsal çalışmaları bir sanat altında dikkatte almışlar.
Primitif Sanatlar
Yağma kültüründen Site’nin doğmasına kadar geçen zaman içinde, sanat eserlerinin üslubunda anıtsal nitelikler olmadığından, bu dönemin veya devrin eserlerine primitif halk sanatları denmektedir.
Primitif halk sanatları, yarı tarımcı ve çobanlıkla geçinen topluluklarda gözlemleniyor. Bu sanatların diğer bir özelliği, devlet kuramamış aşiret sistemleri olarak da anıldığı bilinmektedir.
Primitif dönemlerde resim ve heykel çalışmaları da olmuştur. Bu çalışmalarda genel olarak, daha kaba hatlar, daha düzensiz desenler, duvara veya mağaraya işlenmiş duvar çizimleri bulunur. Heykelde tam olarak yüz hatları ve desenler belli olmamaktadır. Kaba bir figür olarak tarif edilmiştir.
İnsanlık tarihinin buzul çağından sonraki evre de mimari anlamda ve sanatsal anlamda ilk hareketliliğin olduğu dönemdir. Bu dönemde birçok eser olmamasının nedeni de çok ilkel zamanlar olmasıdır.
Geçen sürecin ardından da bilimin ve sanatın ilerlemesinin ardından yeni figürler ve sanat akımları çıkarken bu yapılara da aynı şekilde yansımıştır. Tüm sanat akımları ile nasıl mimari etkili ise ilerleyen sanat akımları ile de aynı üslubu taşır.
Primitif Mimari Sanatın Özellikleri
Anıtsal mimarilerin ortaya çıktığı dönemler, tunç çağından çok sonradır. Bu durumdan dolayı da primitif mimari sanatlarında anıtsal mimari ile ilgili hiçbir eser bulunmamaktadır. Yani kısacası sanat eseri denilebilecek herhangi bir taş yapılar bulunmamaktadır.
Bu dönemde ki yapılarda insan orantısına yakın olarak, ölçüler bilinirken ve kullanılırken, yapılar ağaç veya kerpiçten yapıldığı için çok fazla bilgi ve esere rastlanılmamaktadır.
Din olarak atalara tapma yani, atalara tapma durumu olduğu içinde, ataların mezarları olan, Tümülüs denilen mezarlar, işte bu ataların mezarları olmaktadır.
Ata mezarları denilen yerler, taşlaşarak belli bir şekilde ilerleyen yıllarda Tümülüs denilen şekiller almıştır.
Primitif sanatlar veya halklar, devlet kurar kurmaz, siteler halinde yaşamaya başlamışlardır bu sayede, yazı ve yerleşim dönemleri de başlamış oluyor.
Bu akımlar ve hareketlilik bir şekilde bir sonraki hareketin başlamasına neden oluyor. Bu sayede hareket ile yaşamsal fonksiyonların yanında döneme iz vuran mimari yapıların da hareketi başlıyor.
