Mimari Tasarımlar ve Çözümsüzlükleri, bu nedenlerin bir çok etkeni olduğunu ve Mimari Tasarımlar ve Çözümsüzlükleri hakkında yeteri kadar tecrübenin olmaması bu tip sorunlarla karşı karşıya bırakıyor.
Sizin için hazırladığımız bu makalede ne demek istediğimizi anlayacaksınız.
Şantiyede ve mimari tasarımlarda çözümsüz çözümler,
Bilirsiniz ki bir tasarımda veya şantiyede sorun, problem ve ya karmaşıklık olmaması ihtimali yok denilecek kadar azdır. Bu durumda projelerin daha iyi çıkması ve şantiye de yapılacak uygulamaların daha iyi yapılmasını sağlar. Hepimiz belli okullardan, belli bölümlerden ve belli teknik özelliklerden geliyoruz. Her birimiz mezun olmadan önce aynı eğitimleri alsak da sorunlarımız her zaman aynı olmuyor. Her bir tasarımcının farklı bakış açısı olduğu gibi, beraber ortak çalışan mimarların bile farklı düşünceleri olduğunu kimin hangi mimarın elinden çıktığını görürüz.
Projelerimizin sıralaması ve çıkmasını ön göremediğimiz sorunlar,
Mimari bir proje hazırlanmadan önce işveren tarafından bizlere sunulan ve anlatılan detaylar, istekler doğrultusunda tasarımlara başlanır. Her bir mimar farklı bir tasarım yapacağı gibi getireceği detay ve düşüncede aynı olmaz. Bu da yapacağımız çalışmaların genel geçer bir kuralının olmadığını gösteriyor. Kural sadece yapılacak yapının imar kanunları ve belediye kanunları çerçevesinde uyulması gereken kat yükseklikleri ve konut sayısı gibi kurallardır.
Bu kurallar nezdinde tasarımları onaylanan ve her bir detayı elden geçirilmiş projelerin saha ve inşaat analiz kısımları başlar. Her bir detay inşaat mühendisi, makine mühendisi, elektrik mühendisi, peyzaj mimari gibi konusuna hakim olunan alanlarda da irdelendikten sonra şantiyeye aktarılır.
Şantiye de ilk iş olarak kazılar ve temeller başlar, işte en önemli çalışma alanlarının olduğu yani yaptığımız tasarımların ve hesapların uygulanmaya başlandığı alandır. Kendi ellerimiz ile yarattığımız çocuklar gün yüzüne çıkmaya başlıyor.
Tasarımcı kadar uygulamacı da yapılan projeden sorumludur, yapacağı değişiklikleri veya sorunları tasarımını yapan mimar ile iletişime geçmelidir. Bu hem kanunlar nezdinde yapılması gerekendir, hem de projeyi üreten kişiye olan saygıdır.
Zaten mesleklerimize ve bir diğer meslek sahibine saygı duymadan sadece yaptık oldu bitti ile yapar ve bitirirsek sorunlarında arkasını alamayız.
Projeler artık üretim alanında,
Üretimine başlanılan her bir proje bizlere sunulan detaylar, kurallar, birbiri ardına açılımları ve kuralları izleyen bir yol gibidir. Bu yollar asla kapatılamaz ve sunumları mutlaka iyi ve açıklayıcı olmalıdır. Uygulama da içinden çıkılamayan bir alan olması durumunda mutlaka tasarımcı ile görüşme yapmalıyız.
Hiçbir problemin çözümsüzlüğü olmadığı gibi sorunlarında çözüm yolları mutlaka vardır.
Önemli olan nereden nereye veya neye bakmaya çalıştığımız. Tasarımcılar da hata yapabilir düşündüklerini aktaramamak gibi yada aktardığını düşündüğü çözümün çıkmaz yol alması gibi.
Deneyimlerim ile gözlemlerim sayesinde gördüklerim çözümü olmayan hiçbir sorun yok gibidir. Önemli olan iyi bir hesap ve tasarımın detaylarının iyi açıklanır ve tatbik edilecek durumda olabilirliğinin irdelenmesi.
Bu günler de bir çok çılgın proje yapılıyor, bu yapılan projelerin de elbette bir mimarı ve tasarımcısı var. Her bir tasarımcı azda olsa mutlaka statik hesap bilmeli veya yanında statik hesap yapabilecek bir arkadaşının olması gerekir.
Özün aslı yapılacak yol belli sadece çıkışın hangi kapıdan olduğunu anlatabilmektir, yolun sonu tasarımlarımızın gururudur. Onun içindir ki fikrini tasarlamaktan ve tasarımlarını aktarmaktan asla vazgeçme.
